Bilinçli yazım hataları üzerinde çok durmadan akla ilk gelinenlerin yazıldığında rahatladığım bir yerdesiniz okuyun okutun :)) selam dünya ben geldim
bak bi bakalım
8/07/2014
Sessizlik...
O daracık balkonda derin uçsuz bucaksızmış gibi ufka bakarken yakaladım martı kanadından düşen o tüyü,sonra bir kalemin tepesine iliştirdim. ilk okula giderken bize mavinin güzelliğini Atatürk'ün gözleri ile betimlemişlerdi.Güzelliği Türkan Şoray'la ... Okuldan kaçarken Türkçe dersi varsa üzülürdüm.Korkardım daha kötü konuşacakmışım gibi yazamayacakmışım gibi gelirdi.Oysa korktuğum ne Türkçe dersi , nede o maviydi. Sen gelmiyordun. Türkçe dersi varsa o gün grubun içindeki tek çiçektin tek akıldın Voltran olunca başı olmuyordu, sen yokken eksik oluyordu. Deniz'e bakıyordum sen olmayınca mavisi tutuyor diye gözlerinin rengine benziyor diye... Arkadaşlarım hep denizdeki o balonları nasıl vuracağımı hesapladığımı zannederlerdi bende çaktırmazdım o gözlere başkası benim gibi bakmasın diye .. En nihayetinde Yüksek makine mühendisi Beşiktaş sevdalısı Tahsin'in oğluydum. siyah beyazdı televizyonlar ama gönlüm hep saçların kadar kumral gözlerin kadar maviydi. Kuşlar sonra hep sanki öterken senin adını ,geceleride martılar yokluğuna haykırırdı. okul bitti. ayrı yerlere savrulduk.Ben hep o maviye baktım. bıyıklarım çıktığında ilk sen beni nasıl beğenirsin onu düşündüm. uzun süre kestim çıkmasın istedim. olurda ben seni değil, sen beni görürsen tanı diye.Saçların gelirdi hep aklıma sonra Neşet Baba söylerdi fonda zülüf dökülmüş diye yanık sesiyle kalbimdeki köz olmuş ateşe üfler için için yakardı. Hep hikayelerdeki Tahir ben olurdum Zöhre sen diğer hikayelerdeki gibi değildi onların hikayesi olmuyordu. Zöhre sonra can veriyordu.dayanamazdım öteki hikayelerdeki kahramanlar gibi ,benim öldüğüme üzül istemedim. Adın gibiydi doğadaki her şey senden aldığı güzelliği veriyordu insanlara Eda ediyorlardı . Hep düşünüyordum beni sever hallerini hiç karşılaşmamış olsam bile... Adımız yazılsın istemiyordum ağaçlara,duvarlara,şiirlere yada teknolojik bloglara!Seni sevmeyi kıskandım başkası sana Aşk demesin diye o kadar yakışıyordu ki sözlüklerdeki ikinci anlamı ol istemedim. Aşk senin gibi üç harfliydi tesadüf olamazdı güzel şeylerin 3 harfli olmaları üç harfli şeyler tekil oluyordu sonra çoğul olmak için bir üç harf daha gerekiyordu.Sen ,Ben; Biz olmanın hayallerini unuttuğumuz hayat bize derdimizi içimize gömmeyi üzerindeki topraklara yeni aşklar inşa etmeye imar izni vermişken. Eczane açıldı mahalleye yaralarımı sarman için bi paket yara bandı yeter miydi ? yağmurlu bir günde insanlar bir oraya bir buraya koşuştururken ellerini tutarken hayal ettim. Sonra seni.. maviyi anlattım gözlerimin gördüğü,en güzel gözler olduğunu istila ettiğini sonra aklımı başımdan alıp! Kalbim elinde, tam ortasında oturduğun gönlümün tahtında salladığını zaferini ilan ettiğini hayal ettim. Boyun eğdim aşkına ,vazgeçtim birtek sen sev istedim beni çok şey istemedim.Seni seviyorum dediğimde beni duy ve azıcık gülümse istedim. Saçımı kestirince ilk sen farket istedim belki birazda saçımı o ince güzel parmaklarınla düzeltip burayı biraz fazla mı almış yine o hain berber deyip okşa istedim saçlarımı göğsüne yatır dünya yıkılsa üzerime bana bişey olmayacakmış gibi hissettir istedim. Ben seni efkarlı bir istanbul sabahında en güzel yaz günlerini hayal ederek bir vapurun dumanında kaybolan martının kanadından düşen tüyün hafifliğinde sevdim. Seni İstanbul,İstanbul'u sen orada olduğun için sevdim ....
Lets take a walk with me
#bilinçliyazımhatası Gece sokak lambalarının solgun ışığında yürüyordu. Yüzüne düşen gölgeler, içindeki kırık dökük hatıraları saklıyordu. ...
