Perseid yağmurlarının olduğu gece ard arda yörüngeye giren göktaşı parçalarını gören annem;
-Hadi hadi dilek tut! Ben parlaklığı görünce unutuyorum! Diye hayıflandı ...
Birkaç dilek tuttum. ve her dilekte bu sefer gördüğüm ilk sn dileyeceğim "bu daha önemli" , "bunu istemedim" ,"bunuda istersem belki diğeri olmazsa bununla idare ederim" derken Perseidlerin ölüme doğru uçarken son yanışlarının insanların umudu olması birden garip bir hissiyat yarattı içimde.Her ölüm bir başkasında neşe ve yaşama dair bir bağlanma ,aidiyet hissi,ölen o herneyse ondan biraz önde olmak onu çok mu mutlu ediyordu? Şimdi ben birinin ölmesini istediğim, onun yaşamasını istemediğim zaman bir dilek dilemiş , onu bir kuyruklu yıldızın kuyruğuna bağlayıp yakmış olmuyor muydum ? Çelişkiler Hayatımda artık daha netti aslında çok uzun zaman sonra içimdeki katille aynı fikirdeydim
-Azrail mi oda ne nefes alan herşey birşeyleri öldürüyor."katil" çok tukaka o yüzden "Azrail" deniyor.
buna Hep karşı çıkmış o öldürdükçe içimde sevgileri,üzüntüleri , hayatları, insanları, diriltmek ,iyi yanlarını görmek, hatasız olsam bile özür dilemek için çaba gösteriyordum. Ben değildim demek istiyordum o inanılmaz, acımasız, vefasız katil olan, içimden atamadığım bir düşman demek istiyordum. Bu kez ilk defa dostum gibi geliyordu aslında haksız değilmiş.
Birşeyleri isterken birşeylerden vazgeçmek değilmiş aslında hayat! Vazgeçerken öldürmekmiş sessizce,uykudayken yastığı tüm gücünle sevmediğin ne varsa başına yaslayıp boğmak sonra da vazgeçtim deyip arkanı dönüp uyumak. Yeni sabaha uyandığın zaman yanında görmediğinde,gittiğini bilmek ama onu öldürdüğünü ellerinle hayatından çıkardığını bilmemek.Unutmak.
Hayatının tam ortasına aldığın herşey yanında bir hediyesi ile geliyor.Bazen beğeniyorsun, bazen seninde yükün oluveriyor.Zaman her şeye ilaç değil,sadece durduramadığın gitme diyemediğin tek şey,belki ondan çaresiz kaldığımız şeylerin adı kader, kaderin açtığı yaralar keder, kederin ilacı zaman oluveriyor.Unsurların tamamına baktığımız da müdahalesizlik zinciri desek ve tek tek bakmak yerine durduramadıklarımızın yanında getirdiği veda hediyeleri şeklinde tanımlamak yeterli olur.
Onlar, hayatında aldıkların yani.. yörüngene girip yanarak kalbine doğru uçan perseidler. Kuyruklarına taktıkları başkalarının istekleri , yaşama bağlılıkları dilekleri... Bazen senin sorunların haline geliveriyor.Bir tavsiyede bulunmam gerekirse bir meteor hayatınızı değiştirebilir ama bu zannettiğiniz yönde olmayabilir dileklerinize,ve dileğinizi iliştirdiğiniz şeylere özen gösterin..
Bilinçli yazım hataları üzerinde çok durmadan akla ilk gelinenlerin yazıldığında rahatladığım bir yerdesiniz okuyun okutun :)) selam dünya ben geldim
bak bi bakalım
8/13/2014
8/09/2014
Kimi Yeterince Sevmez
** Sevgili okur yazıyı okurken fonda Sezen aksu kavaklar çalınız.Aşırı derecede tavsiye edilir.İçiyorsanız bir dublede rakı...
O sabah uyandığımda başımdaki ağrı bana bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Sıcaktan olduğunu düşünerek güne devam etme kararı aldım.Kararsız bir yapıda olan hislerim ne olacağını bilmediğim,böyle sıcaktan kaşınan kanattığında hoşuna giden ama acıtan cinsten bir gün olacağı çok belliydi ama değiştirmekte istemiyordum severdim yara kaşımayı çocukken çok yırttım sırtımı kapıdaki çivileri görmeden fil misali kaşınırken.
Rutin bir gündü. Gün devam ediyor.Sigara tat vermiyor Yemek istemiyor canın. Eylem olarak yemek, zaten canın da senin değil! Başkasısın sanki her şey daha renkli ama daha sessiz,Bir şeyler var sensiz hissediyorsun ama bilmek dahi istemiyorsun. Biliyorsun çünkü mutluluğunu isterken bir şekilde o bunla yaşlanmak istediğini söylemek istiyorsun.Yanlış olan ne varsa düzelsin istiyorsun. Senli ,sensiz hayatına mutlu devam etmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorsun içindeki katile.Aradaki tek farkın seninle devam ederse daha mutlu olacağını onu sensiz mutlu gördüğünde sende onunla mutlu olmak istiyorsun. "Bu sonuç kısmında yeralan bir konuşma klişesidir."
Korktuğun karanlık bitmemiş cümlelerin olduğu çıkmaz bir sokakta sana balkondan bakan yüzünü bile seçemezken o kadının , belki seçimleri yüzünden görmezden gelirken... Cebindeki ona hazırladığın,onun için tek tek silip silip yeniden dizdiğin o kelimeleri görmemesidir. İşte o korku değilmidir? Sana bir kez neşe içinde baksa dünyayı yakacağına inanırsın.Öpse seni yanarsın içten içe bitmezsin,bitemezsin onun için, bir kez daha ölmek için doğduğun güne neşe içinde başlayacağını,bir kere sana gülümsese tüm dünyayı karşına alacağını biliyor olması hiç bir şeyi çözmüyor ama senin onun için ne yapacağın değil işte asıl olan. onun Kendi için ne yapacağı Zor olanın sevmek olduğunu bilen sen, neden bu kadar içeriden çabuk çıkardın sevgini saatlerce izledin uyurken dizinde yatarken şehirin ışıklarından,güneşin doğuşundan kaçtın aşkı yakalamak için! Bir sabah uyandığında yanında olması sana dünyaları hediye edecekmiş gibi gelirken dünya o gidince başına yıkıldı yarım nefes aldın. Bak Yine kendine yine kendinden bahsediyorsun aşkın bencilliğine kapılmış o bataklıkta bilerek çırpınıyor batmak bir daha çıkmamak için özen gösteriyorsun. o bile cümlelerinde başkasından bahseder gibi buluyor konuşurken seni!UYAAN VE SİLKELEN ...Üstelik konu kendinken."ben" ken halbuki özlemini çekmemek için ben olmanın bir daha özlenmemesi için bir veda...
O sabah uyandığımda başımdaki ağrı bana bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Sıcaktan olduğunu düşünerek güne devam etme kararı aldım.Kararsız bir yapıda olan hislerim ne olacağını bilmediğim,böyle sıcaktan kaşınan kanattığında hoşuna giden ama acıtan cinsten bir gün olacağı çok belliydi ama değiştirmekte istemiyordum severdim yara kaşımayı çocukken çok yırttım sırtımı kapıdaki çivileri görmeden fil misali kaşınırken.
Rutin bir gündü. Gün devam ediyor.Sigara tat vermiyor Yemek istemiyor canın. Eylem olarak yemek, zaten canın da senin değil! Başkasısın sanki her şey daha renkli ama daha sessiz,Bir şeyler var sensiz hissediyorsun ama bilmek dahi istemiyorsun. Biliyorsun çünkü mutluluğunu isterken bir şekilde o bunla yaşlanmak istediğini söylemek istiyorsun.Yanlış olan ne varsa düzelsin istiyorsun. Senli ,sensiz hayatına mutlu devam etmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorsun içindeki katile.Aradaki tek farkın seninle devam ederse daha mutlu olacağını onu sensiz mutlu gördüğünde sende onunla mutlu olmak istiyorsun. "Bu sonuç kısmında yeralan bir konuşma klişesidir."
Korktuğun karanlık bitmemiş cümlelerin olduğu çıkmaz bir sokakta sana balkondan bakan yüzünü bile seçemezken o kadının , belki seçimleri yüzünden görmezden gelirken... Cebindeki ona hazırladığın,onun için tek tek silip silip yeniden dizdiğin o kelimeleri görmemesidir. İşte o korku değilmidir? Sana bir kez neşe içinde baksa dünyayı yakacağına inanırsın.Öpse seni yanarsın içten içe bitmezsin,bitemezsin onun için, bir kez daha ölmek için doğduğun güne neşe içinde başlayacağını,bir kere sana gülümsese tüm dünyayı karşına alacağını biliyor olması hiç bir şeyi çözmüyor ama senin onun için ne yapacağın değil işte asıl olan. onun Kendi için ne yapacağı Zor olanın sevmek olduğunu bilen sen, neden bu kadar içeriden çabuk çıkardın sevgini saatlerce izledin uyurken dizinde yatarken şehirin ışıklarından,güneşin doğuşundan kaçtın aşkı yakalamak için! Bir sabah uyandığında yanında olması sana dünyaları hediye edecekmiş gibi gelirken dünya o gidince başına yıkıldı yarım nefes aldın. Bak Yine kendine yine kendinden bahsediyorsun aşkın bencilliğine kapılmış o bataklıkta bilerek çırpınıyor batmak bir daha çıkmamak için özen gösteriyorsun. o bile cümlelerinde başkasından bahseder gibi buluyor konuşurken seni!UYAAN VE SİLKELEN ...Üstelik konu kendinken."ben" ken halbuki özlemini çekmemek için ben olmanın bir daha özlenmemesi için bir veda...
Biz hatta sen olabilmek aslında bahsettiklerin biliyorum.Ama hiç birşey yapamıyorum yüklerini atmak için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Çaresizken konuşur insan hep aslında gözler yetmezse kelimelere başvurur. Sonra ruhunun giysisi vücudun girer devreye titrer ellerin , titrer ruhun içgüdülerin devreye girer otopilotu ruhun vücüdundur. Güzelliği ağrıtır içini. Öpüşü dağıtır seni , sarılışı bir puzzle gibi özenle bir araya getir ruhunu benliğini. Kaybolsun istemezsin yeterince sevmemiştir onu kimse senin sevgin daha yücedir. Daha büyüktür kocamandır.Çocukluğunda aldığın balonlar sen büyüdükçe küçülür ya sevgin tam aksine gün geçtikçe büyüyecektir ama hiç yeterince sevemeyeceksin.
Yalvarış,yakarış adına ne dersen de hayatı bir gün sonra daha çok seveceksin.Sana her sarılışı onda pişmanlık yaratırken kurtuluşundur. Peki aslolan kendini daha çok sevdiğini gördüğünde onu daha fazla sevmeye çalışırken ömür harcamak mı ? yoksa onun seni şiirlerdeki gibi sevebilme ihtimalimidir seni avutan,yoksa bu çekilmez depresif hayatında bir ışık gördn ve kaybetmek istemeyişin bencilliğinmidir Yoksa cidden olay sadece Kimi yeterince sevemez mottosumudur.
Sonuç olarak "Seviyorum huzurum,Kadınım,güzel gülüşlüm kurban olduğum gözlerinde kaybolduğum ne olur üzülme yaşadıklarımız ne günah ne kötü biz sadece mutlu olmayı başkalarını mutlu etmek için harcadık şimdiye kadar ruhumuz alışkın değil mutluyken mutlu edebilmeye ne olur gülümse" diye bi mesaja mı sığdırsak hislerimizi....
Yalvarış,yakarış adına ne dersen de hayatı bir gün sonra daha çok seveceksin.Sana her sarılışı onda pişmanlık yaratırken kurtuluşundur. Peki aslolan kendini daha çok sevdiğini gördüğünde onu daha fazla sevmeye çalışırken ömür harcamak mı ? yoksa onun seni şiirlerdeki gibi sevebilme ihtimalimidir seni avutan,yoksa bu çekilmez depresif hayatında bir ışık gördn ve kaybetmek istemeyişin bencilliğinmidir Yoksa cidden olay sadece Kimi yeterince sevemez mottosumudur.
Sonuç olarak "Seviyorum huzurum,Kadınım,güzel gülüşlüm kurban olduğum gözlerinde kaybolduğum ne olur üzülme yaşadıklarımız ne günah ne kötü biz sadece mutlu olmayı başkalarını mutlu etmek için harcadık şimdiye kadar ruhumuz alışkın değil mutluyken mutlu edebilmeye ne olur gülümse" diye bi mesaja mı sığdırsak hislerimizi....
8/07/2014
Sessizlik...
O daracık balkonda derin uçsuz bucaksızmış gibi ufka bakarken yakaladım martı kanadından düşen o tüyü,sonra bir kalemin tepesine iliştirdim. ilk okula giderken bize mavinin güzelliğini Atatürk'ün gözleri ile betimlemişlerdi.Güzelliği Türkan Şoray'la ... Okuldan kaçarken Türkçe dersi varsa üzülürdüm.Korkardım daha kötü konuşacakmışım gibi yazamayacakmışım gibi gelirdi.Oysa korktuğum ne Türkçe dersi , nede o maviydi. Sen gelmiyordun. Türkçe dersi varsa o gün grubun içindeki tek çiçektin tek akıldın Voltran olunca başı olmuyordu, sen yokken eksik oluyordu. Deniz'e bakıyordum sen olmayınca mavisi tutuyor diye gözlerinin rengine benziyor diye... Arkadaşlarım hep denizdeki o balonları nasıl vuracağımı hesapladığımı zannederlerdi bende çaktırmazdım o gözlere başkası benim gibi bakmasın diye .. En nihayetinde Yüksek makine mühendisi Beşiktaş sevdalısı Tahsin'in oğluydum. siyah beyazdı televizyonlar ama gönlüm hep saçların kadar kumral gözlerin kadar maviydi. Kuşlar sonra hep sanki öterken senin adını ,geceleride martılar yokluğuna haykırırdı. okul bitti. ayrı yerlere savrulduk.Ben hep o maviye baktım. bıyıklarım çıktığında ilk sen beni nasıl beğenirsin onu düşündüm. uzun süre kestim çıkmasın istedim. olurda ben seni değil, sen beni görürsen tanı diye.Saçların gelirdi hep aklıma sonra Neşet Baba söylerdi fonda zülüf dökülmüş diye yanık sesiyle kalbimdeki köz olmuş ateşe üfler için için yakardı. Hep hikayelerdeki Tahir ben olurdum Zöhre sen diğer hikayelerdeki gibi değildi onların hikayesi olmuyordu. Zöhre sonra can veriyordu.dayanamazdım öteki hikayelerdeki kahramanlar gibi ,benim öldüğüme üzül istemedim. Adın gibiydi doğadaki her şey senden aldığı güzelliği veriyordu insanlara Eda ediyorlardı . Hep düşünüyordum beni sever hallerini hiç karşılaşmamış olsam bile... Adımız yazılsın istemiyordum ağaçlara,duvarlara,şiirlere yada teknolojik bloglara!Seni sevmeyi kıskandım başkası sana Aşk demesin diye o kadar yakışıyordu ki sözlüklerdeki ikinci anlamı ol istemedim. Aşk senin gibi üç harfliydi tesadüf olamazdı güzel şeylerin 3 harfli olmaları üç harfli şeyler tekil oluyordu sonra çoğul olmak için bir üç harf daha gerekiyordu.Sen ,Ben; Biz olmanın hayallerini unuttuğumuz hayat bize derdimizi içimize gömmeyi üzerindeki topraklara yeni aşklar inşa etmeye imar izni vermişken. Eczane açıldı mahalleye yaralarımı sarman için bi paket yara bandı yeter miydi ? yağmurlu bir günde insanlar bir oraya bir buraya koşuştururken ellerini tutarken hayal ettim. Sonra seni.. maviyi anlattım gözlerimin gördüğü,en güzel gözler olduğunu istila ettiğini sonra aklımı başımdan alıp! Kalbim elinde, tam ortasında oturduğun gönlümün tahtında salladığını zaferini ilan ettiğini hayal ettim. Boyun eğdim aşkına ,vazgeçtim birtek sen sev istedim beni çok şey istemedim.Seni seviyorum dediğimde beni duy ve azıcık gülümse istedim. Saçımı kestirince ilk sen farket istedim belki birazda saçımı o ince güzel parmaklarınla düzeltip burayı biraz fazla mı almış yine o hain berber deyip okşa istedim saçlarımı göğsüne yatır dünya yıkılsa üzerime bana bişey olmayacakmış gibi hissettir istedim. Ben seni efkarlı bir istanbul sabahında en güzel yaz günlerini hayal ederek bir vapurun dumanında kaybolan martının kanadından düşen tüyün hafifliğinde sevdim. Seni İstanbul,İstanbul'u sen orada olduğun için sevdim ....
8/02/2014
Korkak

Oysa ben hala odamda bir mucize olup ışınlanmayı bekliyordum Şeysellere halbuki uzaklaşabildiği en uzak mesafe Erdek olan ben, sebepsiz yere adını bile okurken zorlandığım eski bir kartpostalın üzerinde adını görmek istediğim bu güzel yere gitmek istiyordum. Orada yaz bitmemişti ki hem hem orada kimse yok ki Sadece seni gördüğünde gülümseyen biftekçi, sigaran bittiğinde aldığın bakkal, odandan çıkarken temizlemeye gelen görevliler hariç kimsecikler yoktu. Kumsallar senin ayaklarının bastığı kumları henüz buraya getirmemiştir. Yüksek ihtimal sen ilk defa basıyorsun oralara .. yada öyle düşünürsün Belkide Günahlardan kaçarsın ilk harfini büyük yazarsın "Günah" kelimesinin senin için özel olduğundan en güzeli ise tek uçak bileti ile beraberinde 3 kişi uçmak ne kadar karlı gelecek değil mi ? Sen , içindeki katil , Günahların onlar çoğul gözükse-de hep son geleni taşırsın yanında.
Hep aşk şarkılarında "ikimize karşı bu dünya" derler ya orada dünya'yıda küçük yazarlar önemsiz görmek ,göstermek için hem yazım kurallarına aykırıdır bu durum hem bir şeyin içinde bulunup onu kendinden küçük görüyor olmak....
Tanrı kompleksi o yazarlar için, egolarının bir arada huşuu içinde yaşadıkları büyük bir yapı halini alır.
Aşk; bütün günahların yasallaştırıldığı ,tabuların olmadığı insanların birbirine dürüst olmaya çalışırken daha büyük yalanları söylemek için sebepler yarattığı bir olgudur. Aslında üçüncü şahıslardır.Hep sıkıntılarını onlara yükler onlar olmasa daha güzel olacağını düşünürsün.Bilmeden sende evet sende başkalarının üçüncü tekil,sefil,acınası adamısındır.
Ne diyorduk yaz bitiyordu. ama mangal deniz olmayan yerlerde hala o gecelerde vejeteranları istemeyen ,sevmeyen toplulukların yegane eğlencesiydi. Birde böyle durumlarda etin verdiği vahşilikten herhalde, Kimse bir biri ile uğraşmaz. şeytanların çok olmadığı , tanrınında boşladığı aile içi eğlence tesislerinde hunharca et pişirir mangal üzerine ustalık yarışmaları yapılır.Herkes çok eğlenir temaşa gırla gider.
Peki ya ben... Nasıl Tasvir etsem.Boşver aslında hiç gerek yok ...
Hep aşk şarkılarında "ikimize karşı bu dünya" derler ya orada dünya'yıda küçük yazarlar önemsiz görmek ,göstermek için hem yazım kurallarına aykırıdır bu durum hem bir şeyin içinde bulunup onu kendinden küçük görüyor olmak....
Tanrı kompleksi o yazarlar için, egolarının bir arada huşuu içinde yaşadıkları büyük bir yapı halini alır.
Aşk; bütün günahların yasallaştırıldığı ,tabuların olmadığı insanların birbirine dürüst olmaya çalışırken daha büyük yalanları söylemek için sebepler yarattığı bir olgudur. Aslında üçüncü şahıslardır.Hep sıkıntılarını onlara yükler onlar olmasa daha güzel olacağını düşünürsün.Bilmeden sende evet sende başkalarının üçüncü tekil,sefil,acınası adamısındır.
Ne diyorduk yaz bitiyordu. ama mangal deniz olmayan yerlerde hala o gecelerde vejeteranları istemeyen ,sevmeyen toplulukların yegane eğlencesiydi. Birde böyle durumlarda etin verdiği vahşilikten herhalde, Kimse bir biri ile uğraşmaz. şeytanların çok olmadığı , tanrınında boşladığı aile içi eğlence tesislerinde hunharca et pişirir mangal üzerine ustalık yarışmaları yapılır.Herkes çok eğlenir temaşa gırla gider.
Peki ya ben... Nasıl Tasvir etsem.Boşver aslında hiç gerek yok ...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Lets take a walk with me
#bilinçliyazımhatası Gece sokak lambalarının solgun ışığında yürüyordu. Yüzüne düşen gölgeler, içindeki kırık dökük hatıraları saklıyordu. ...
