-Neden ?
Vahşiyiz içimizde üstünlük ,farklılık ,aşırılık kimi zaman sadece üremeyi düşünen primeval bi adam yada kadın yatar.Gizleriz vahşi yanımızı aslında her sinirlendiğinde bir şeyleri yok etmek istersin bu yaşam içgüdüsü giderek adını kötü hatta ağza dahi alınmayacak hale taşır sonra adına medeniyet dediğimiz unsurla birleşince bu doğal zincir legalite ile birleşerek seni sen olmaktan çıkarır. Dürüst olamazsın dürüstlük aslında bir erdemken "kaka" "eee" bişey oluverir. "Medeni toplumlarda ... " diye başlayan öğütlerle karşılaşırsın haksızların rahatça dolaştığı sokaklara yabancılaşır,soyutlarsın kendini bazen alkole düşersin bazende onun etrafındaki sisli hiç bir zaman net olmayacak o dramaya bazende dışında bir hastalık alır seni avucuna sebebin olur artık bir şey olmayacağını bilsen bile gitmezsin.o sokaklara "Sokarım" sokağına dersin hayatına devam edersin.
-Ne diyorduk
Aşk ama ne aşk kadına değil hayata; Yukarıda yazdıklarım sadece bir mücadele için hayatta kalma meselesi nedenini hiç merak ettiniz mi neden ?
Bir sonraki günü bekleyerek uyuruz. Merak ettiğiniz kadar varsınız da ondan
Düşmanlarınızın sizi sevmeyenlerin evrenin o inandığınız dengesi size gereken adaleti versin diye beklersiniz aşık olduğunuz şeyden,hayattan bir kıyak istersiniz. Olmaz ,gelmez....
Bazen düşünürüm ben ne hata yaptım acaba neden aşık değilim dersin .kuşa böceğe çok istediğin bi kadına hep o sevmeye çalıştığın şeyler senin sevmediklerini beslerler. içlerinde büyütürler.
Üzülürsün ,aramalarını beklersin.... bi daha üzülürsün aramazlar artık umursamıyor gibi yaparsın.yaparsın. Kıyaslarsın yaptıklarınla ,yardımlarınla ,yardımlarıyla hatasız görünürsün sonra uyursun.Uyanırsın bi daha düşünüp bi daha kendini suçlarsın kızarsın... Hayat mı peki bu dersin
-Düşünürsün....
Sonra sahip olduklarına sahip olmak için dua ederek bekleyenlerin olduğunu anlarsın yine susarsın.
Haykıramazsın söyleyemezsin ben aslında senin dostluğunu özledim diyemezsin. Hak etmiyor der içindeki vahşi kötü olmalarını dile evrenden,tanrıdan,inandıklarından
-Düşünürsün....
Sonra içindeki vahşiye bakarsın sen değilsindir zaten artık o başkası gibi gelir dinlemezsin. üzülürsün özlersin aradan yüzlerce gün geçer aklında olur çok hasta olursun. aranmak istersin yanı başında "Koç ne oldu diyen" biri olsun istersin
-Düşünürsün...
Sonra bir gece bıraktığın herşeyin ardına bir sigara yakar ateşinde boğarsın ,yakarsın geçmişte kadınların acıtmadığı kadar acıttığını görürsün dostunu seni özlemediğini aramadığını anlarsın. Bir hiç uğruna anlıkta olsa hakkında söylenenlere sende inanırsın. Sonra geçer çünkü içindeki vahşi adam bilir. Yaşamak için öldürmek gerekir. hakkındaki tüm kötü düşünceleri silersin üzerlerine bir bant yapıştırıp üzerine olmasını istediğin şeyleri yazarsın.
-Düşünürsün ...
"işi vardır" , "yoğundur", "unutmuştur" diye karalarsın bantların üzerine sonra çok gerçekçi gözükmeye başlar o notlar ellerinde iyelik eki almış pankartlar olur! "Yoğundum""işim vardı" "arayamadım" yazar Üzerlerinde
-Düşünmeyi bırakırsın...
Yaşarsın bilirsin birşeyi değiştiremeyeğini içindeki vahşiye bakarsın ucunu taşı sivrilterek yaptığı mızrağı ile elma soyuyordur
Vitamini kabuğunda diye seslenirsin..
-Yıkamadım ondan soyuyorum diye seslenir.
-Hem artık hormonlu bunlar kabuğu zararlı der bir de üzerine
aslında hem yıkmıştır seni bu cevap hem yıkamıştır haklıdır çünkü
hormonlu artık dostluklar bilirsin! Raf ömrü 1 yıl en kallavi dostluğun.
Sonra bir kadın sevmeye çalışırsın! Vazgeçersin istemezsin içinden gelmez sevemez sevişemezsin
Düşünürsün sevgili okur ve aşk sadece kitaplarda Dostlukta oracıkta onun keyfinin yerinde olduğu bir resim karesinde kalır .
itafen ..